28 Şubat 2011 Pazartesi

ADEM DORUK ALABALIK TESİSLERİ - ANKARA

Bu blog'da yazmaya başladığım ilk günlerden itibaren en sıkı takipçilerimden biri , hatta belki de birincisi Fatih'tir(Ankaragüçlü Fatih). Kendisine sabrı ve azmi nedeniyle teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum. Fatih'in bana önerdiği mekanlardan bir tanesi de Adem Doruk'tu.  Geçen hafta tek başıma gitme fırsatı buldum , işte karşınızda.
Adem Doruk kendi alabalığını üretiyor. 2002'de üretime başlamışlar. İlk zamanlarında böyle bir lokanta fikri yokmuş. Sonradan çevrenin tavsiyelerini dinleyerek pişirme ve lokanta başlamış , iyi de etmişler.
Ankara çevreyolunda İvedik köyü ve Karşıyaka'ya yakın bir konumda. Yeri biraz zor. Ama gittiğinizde pişman etmeyecek bir yer olmuş. İç mekan ve bahçe oldukça geniş. Dekorasyonda dağ ve köy evi karışımını hissediyosunuz. Yüksek tavanlı ahşap binanın içinde  masalar ve sedirler var. Duvarlarda ise halılar dekoratif olarak kullanılmış!!
Kendi üretimi olan alabalığı değişik pişirme metodlarıyla yemeniz mümkün. Izgara , tava , kiremitte. Ayrıca diğer balık da mevcut. 
Menü resimli , açıklamalı ve oldukça bilgi verici.  


Siparişin ardından masaya ilk olarak ekmek geldi. Kendi üretimleri olan ekmek için bir parantez açmak istiyorum. Dumanı tüten , fırından yeni çıkmış taze ekmek enfes!! Sepetteki 3 parçayı da yedim! Aslında yemeğin başlangıcında böylesine kaliteli ve lezzetli bir ekmek vermek bir işletme için riskli bir durum yaratabilir. Ne de olsa yenilen her ekmek parçası , ana yemekten veya tatlıdan bir parça eksiltecektir. Buna rağmen resimde görülen sepette ekmek servisi yapan işletmeyi kutlamak istiyorum. Tebrikler!!!

Domates ezmesi aslında turşu. Biraz acı ve tadı keskin. Ancak harika. Ekmekle birlikte çok iyi bir başlangıç olmuş.

Sonrasında masaya yeşillik ve salata geliyor. Salata için zeytinyağı ve limon ilavesi gerekiyor. Hepsi taze ve lezzetli.

Yazılarda yemek sırasına göre gittiğimi bilirsiniz. Burada sırayı şaşırmadım , helva balıktan önce geldi. Sizi bilmem ama ben geleneksel sıradan şaşmam. Biraz bekledi tabi. Ama yemeğin sonunda yanında demli çayla birlikte afiyetle yediğimi belirteyim. Görüntüsü zaten anlatıyor. Tadı , kıvamı , en önemlisi içindeki yağ miktarı , herşeyi çok iyi. Kuru üzüm taneleri ile lezzeti daha da kuvvetli. Çok beğendim.

Balık çorbasını gördüğüm vakit dayanamam. Adem Doruk'ta balık çorbasını güzel yapmışlar. İçindeki balık miktarı yeterli. Tadı yerinde. Tek eksiği karabiber taneleri. İçinde biraz da karabiber tanesi  olsaydı çok daha başarılı bir balık çorbası olurdu.

Ve üreticiden masanıza alabalık fileto. İlk yemeğim için en bilinenden başlamak istedim. İtiraf etmek gerekirse alabalık , benim balık listemin üst kısımlarında yer alan bir tür değildir. Ama bu alabalığı çok beğendim. Çok güzel ızgara edilmiş. Dışı hafif çıtır , içi yumuşak ve sulu. Lezzeti harika. Bence balık sevmeyenler bile deneyebilir. Tavuk etine de benzemiyor değil hani!! Kılçıksız olması da zahmetsizce yemenize sebep oluyor.

Adem Doruk , Ankara'nın bir ucunda , merkezden uzakta ama müşterilerle dolup taşan  bir mekan. Böylesine bir konumda bu doluluk oranı takdir edilesi bir durum. Demek ki lezzet neredeyse insanlar buluyormuş , gidiyormuş , yakın uzak fark etmiyormuş. Gelecek sefer , Fatih'in tavsiyesiyle ve tercihen Fatih'le birlikte , 45 dakikada pişen alabalık buğulama yemeye karar verdim. Yakında. Yemek sonrası dilerseniz semaver keyfi de yapabilirsiniz.
Fiyatlar için ilk resimde yer alan menüye bakınız lütfen. Adem Doruk'u mutlaka ziyaret etmeyi de unutmayınız.


Adem Doruk Alabalık Tesisleri
İvedik Köyü otoban çıkışı
(ASKİ spor salonu ile otoban arasında)
Telefon : 312 - 334 49 43

22 Şubat 2011 Salı

YAKAMOZ TAŞÇI KONAĞI - ANKARA

Yakamoz , 50 yılı aşkın geçmişi ile Ankara'nın en iyi balık lokantalarının başında gelir. Tunalı Hilmi'de Kıtır'ın üst katından sonra Yıldız'da açılan Yakamoz Diplomat ile Ankaralılar'ın gönüllerinde taht kurmuştu.  Yakın zamanda kapanan 2 mekanın yerine Ümitköy'de eski Taşçı Konağı'nın yerinde Yakamoz Taşçı Konağı açıldı , bize de girmek düştü.
2 katlı müstakil bina oldukça geniş. Dekorasyonda klasikleşen balık ve deniz fügürleri kullanılmış. Masalar beyaz örtülerle kaplanmış. Ortada bir dans pisti ve müzik aletleri!!
Masamıza gelen meze tabağı iştahımızı açıyor. Patlıcan salata , rus salatası , acılı ezme , fava , kaya koruğu , ege otları , girit peyniri , brokoli , enginar kalbi güzel görünüyor.

Az sonra sıcak lavaş geliyor.

Zeytinli meze işletmenin ikramı olarak geldi. Siyah ve yeşil zeytinlerin zeytinyağı ile karıştırılmasından elde edilmiş basit ama lezzetli bir meze. 

Enginar kalbinin sağlığa faydası malum. Bu kadar sağlıklı , bir o kadar da lezzetli gıda zor bulunur , çok beğendim.  

Salata ortalama düzeyde. Fazla iz bırakmadı.

Kalamar tava son zamanlarda yediklerimin en iyilerinden. Kalamar lezzeti çok net alınıyor , kızartması da başarılı. Sosa bile gerek yok bence. 

Karides güvecin görüntüsünün ötesinde pek bir söz söylemeye gerek yok. Güzel karides , güzel tereyağı , sarımsak , acı... Sonuç harika... Bunu kaçırmayın!!! 

Garsonumuzun tavsiyesiyle balık köfte de aldık. Biraz fazla pişmiş olmakla birlikte hafif baharatlı köfteyi beğendim. Yine de önceki 2 ara sıcağı tercih ederim.

Balık olarak ilk tercih Karadeniz mezgit. Ama görüldüğü gibi , balık kötü , kızartma kötü!!! Bu balığın bu şekilde masaya gelmemesi lazım!!

Izgara dil balığı , sosuyla birlikte servis ediliyor. Sosunda zeytinyağı ve sarımsak var ama sarımsak tadı oldukça yoğun , balığın önüne geçti. Sossuz olmasını tercih ederdim. Yine de balığı beğendim.

Yemeğimizi çay ve meyve ikramıyla tamamladık. Yakamoz'dan aklımda kalanlar enginar kalbi , kalamar , karides ve sossuz dil balığı. Fiyatlar böyle bir mekan için ortalamada. Mezeler 6 TL , balıklar 10-18 TL civarında. 2. katta canlı müzik olduğunu da ekleyelim.

Yakamoz Taşçı Konağı
8. Cadde  98. Sokak No:15
Ümitköy  Ankara
Telefon : 312 - 235 66 11

21 Şubat 2011 Pazartesi

LEMAN KÜLTÜR - ANKARA

Leman dergisinin birçoğumuzda olduğu gibi bende de özel bir yeri vardır. Üniversite yıllarında başlayan Leman hastalığı yıllar yılı sürmüş , dergideki karakterler arkadaşlar arasında  uzayıp giden sohbetlerin baş aktörleri olmuşlardır. Cem Yılmaz'ın ilk sahne deneyimine ev sahipliği yapan Leman Kültür'dür. Benim için her zaman liste başı Met ÜstMehmet Çağçağ , Bahadır Baruter , Daral , Timsah , Lombak , Bezgin Bekir , Gönül Adamı... Liste uzayacak , ismini sayamadıklarım kusura bakmasınlar lütfen. Hepsini seviyoruz.
Ankara'da ilk defa Kızılay Leman Kültür'e gitmiştim. Yakın zamanda Çayyolu'nda açıldı ve arkadaşlarımızdan aldığımız olumlu referansla , yine onlarla birlikte gitmeye karar verdik , ki bu sayede olası bir hoşnutsuzluk durumunda  kendilerine kızabilelim , elimizin altında olsunlar :)
Leman Kültür Çayyolu , Big Chefs'in komşusu olmuş. City Park villalarında. Dekorasyon olarak benzerlikler de gösteriyorlar aslında. Leman Kültür'de doğal olarak Leman karakterleri kullanılmış. Binanın her tarafı cam olduğu için günışığı bol. İç mekan ferah. Ancak açık mutfak konseptinin riskleri zaman zaman hissediliyor , havalandırmada sıkıntı olabiliyor. Veya yanınızdaki masadakiler dumanı bol karışık ızgara istedikleri vakit tütsülenme ihtimaliniz var!! 
İşte dekorasyondan kareler , hoş ve rahat bir mekan yaratılmış , tebrikler!! 


Menü uçsuz bucaksız olarak nitelenebilecek kadar geniş. Garsonlar , ilk defa gidenlere 20 dakika süre vermeliler , okuyup anlamak ve ne istediğine karar vermek için bu kadar süre ancak yeterli olabilir!!
Kahvaltı tabağı , tostlar , sandviçler , börekler , salatalar , burgerler , pizzalar , makarnalar , et ve tavuk çeşitleri , tatlılar , sıcak ve soğuk içecekler mevcut. Ayrıca alkollü içkiler de menüde.
Yemeklerde de Leman karakterlerinin isimleri kullanılmış. Terelelli börek , Lemancı Cünyır burger , Daraloğlan tavukburger , Bezgin Bekir köftesi , Timsah'ın gözyaşları , Timsah bayıldı , Zavallı Tavuk O Şimdi Şinitzel , Kozzi Geberdi Ay Kis Evribadi Aşçı Dahil bunlardan bazıları.
Çorba ile başlıyoruz , çorbanın ekmek içinde sunulması hoş , bu tarzı hep sevmişimdir. Çorba günlük olarak değişiyor , Ezogelin güzel göründü ama minik Can'ın yemeğine ortak olmamak için tadına bakamadım :)

Dana biftek masaya geldiğinde herkesin baktığı bir tabak oldu. İçinde salata , soğan halkası , patates püresi , salsa sos ve pilav var. Eti yumuşak ve lezzetliydi. Yanında bu kadar çok çeşit gerekli mi derseniz bence değil. Lakin gelmiş bir kere , yiyeceğiz!!!

Izgara tavuk ta aynı dolulukta geldi. Müşteri olarak dolu tabaktan hoşnut olsam da sadelikten yana olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. Tavuk lezzetli , ızgarası güzel  ama kabuklu patates biraz kurumuş. Salata da sossuz geliyor , desteğe ihtiyacı var.

Mantar soslu dana bonfile fazlasıyla sosa boğulmuş halde geldi , alt katında da fettucine var. Mantar sosunun lezzeti iyiydi ama miktarı olağanüstü çoktu. Bu kadar baskın sos lezzeti arasında etin tadını almak zor hatta imkansız. Bu yemeği isteyenlerin sos miktarı konusunda uyarı yapmalarında fayda var!!

Soslu tavuğun sosunu beğendim. Gerisi aynı zaten.

Sezar salata riskli bir seçimdi. Daha önce de defalarca bahsettiğim gibi bu salatanın sosunu çoğu yer iyi yapamıyor. Mayonez ve kremaya boğulmuş bir bulamaç geliyor. Leman Kültür'ün Sezar salatası güzel , ideal diyemeyeceğim ama yakın. Parmesan parçaları miktar olarak , görüldüğü üzere , çok fazla ama bence harika. Sezar salatanın aslında olmayan bazı malzemeler de var ama görmüyoruz!! 

Ev yapımı makarna sade ama lezzetli bir tabak. Peynir , ceviz ve maydanozla tatlandırılmış. Vurucu bir lezzet değil ama sizi üzmeyecek.

Sıcak brownie benim tercihimdi. Fakat yapısı brownie'den ziyade çikolatalı kek gibi. Fazla kabarmış ve kek olmuş. Çikolata sosu kurtaramamış. Brownie'nin gelişmesi gerekiyor.

Çikolatalı sufle okuyucularımızın zaman zaman sorduğu bir tatlı. Görüntüsü güzel , tadı daha iyi olabilir.

Dondurmalı waffle en beğendiğim tatlı oldu. Gerek yapısı , gerekse meyveleri ve soslarıyla hakkı verilmiş bir tatlı. Her gelişimde yiyebilirim.

Leman Kültür , göze hoş gelen dekorasyonu , rahat ortamı ve zengin tabaklarıyla müşterilerini mutlu edecek bir mekan. Fiyatları yakın çevresinin bir basamak altında. Tabi bu durum lezzete de paralel olarak yansımış. Çarşamba , Cuma ve Cumartesi günleri canlı müzik var ancak ses seviyesi makul düzeyde. Yemeğinizi yerken  rahatça sohbet edebiliyorsunuz. Fiyatlar makul , tostlar 4-5 TL , sandviçler , salatalar , pizzalar ve burgerler 8-10 TL , et yemekleri 10-18 TL , tatlılar 6-9 TL arasında.


Leman Kültür
Ahmet Taner Kışlalı Mah.
2846 Sok.
City Park Villaları
Alacaatlı Yolu Üzeri No:50/51
Çayyolu  Ankara
Telefon : 312 - 240 56 50

17 Şubat 2011 Perşembe

BISCOTTI MIA - ANKARA

Zaman zaman düşünürüm , "neden Ankara'dan marka çıkmaz" diye. Lakin Biscotti Mia'yı gördükten sonra nadir de olsa bir markamızın olacağını anladım. 2006'da Filistin sokakta açılan ve 2010'da Uğur Mumcu caddesine taşınan Biscotti Mia , Ankara'da benzeri olmayan bir mekan. Sahibi Merve Gültan aileden gelen pastacılık mirasını İngiltere'de aldığı eğitimle 1 basamak yukarı çıkarmış ve kardeşleriyle birlikte bu aile işletmesini açmış. Biscotti Mia'da tüm ürünler katkısız ve doğal olarak "ev yapımı" tarzında üretildiği için bol bol üretilmiyor. Tabi bu kalite ve lezzet olarak kendisini fazlasıyla hissettiriyor.  



Dekorasyon çok başarılı. Yüksek tavan ve aynalar sayesinde iç mekan çok ferah görünüyor. Masa  ve sandalyeler rahat. Müzik seçimi özenli , seviyesi uygun. İmalat iç tarafta ama camdan içerisi görülebiliyor.

Menüde çeşitli tatlı ve tuzlular var. Pastalar , kekler , börekler , poğaçalar. Hepsi gözünüzün önünde.

Biscotti Mia'da günün her saati yiyecek pek çok şey bulabilirsiniz. Biz haftasonu kahvaltı için gittik. Kahvaltı diğer yerlere göre değişik. Uçsuz bucaksız açık büfelerden değil. Hatta ne isterseniz onu alıyor , onu ödüyorsunuz. Peynir , zeytin , bal , reçel , Sarelle vs. Bunların yanına günlük poğaça çeşitlerinden de koyarsanız işte size mükellef kahvaltı. Peynir ve zeytinin çok kaliteli ve lezzetli olduğunu vurgulamam lazım.

Peynirli kiş benim favorilerimden oldu artık. İçindeki taze fesleğen yaprakları bambaşka bir lezzet katmış.

Arası peynirli mısır ekmeği de denenmesi gerekenlerden. Lezzet olarak çok güçlü Karadeniz çağrışımları yapıyor.


Ve poğaça çeşitleri. Tercihimiz mercimekli ve patlıcanlı. Bilhassa patlıcanlı beni benden aldı.

Biscotti Mia yakın zamanda Londra eğitimli Gamze Baş'ın Belçika çikolatası kullandığı özel butik çikolata markası Chef Lola's Chocolates ile daha da büyüdü.
Zevkli dekorasyonu ve özel lezzetleriyle gidenleri mutlu etmekle kalmayacak , daha önce keşfetmediklerine pişman edecek bir yer. Catering hizmeti de mevcut olan Biscotti Mia'da aynı zamanda yemek ve pastacılık kursları da düzenleniyor. İlgililere duyuralım.

Biscotti Mia
Uğur Mumcu Caddesi No:37/6
GOP  Ankara
Telefon : 312 - 426 51 00 - 01

12 Şubat 2011 Cumartesi

OBURCAN 2 YAŞINDA

Zaman akıp gidiyor dostlar. Trabzon'da bir otel odasında başlayan seyahatimiz 2 yılı bitirmiş. Bu süre içinde 368 yazı yazmışım. Ortalama olarak  her 2 günde 1 yazı , fena sayılmaz!! 368 yazıdan tatil , hastalık , şehir yazıları vs. duyuruları çıkarırsak yaklaşık 350  kalır ki Türkiye için fena bir arşiv değil. Ve gördüğüm kadarıyla dünyanın her yerinden düzenli okurlarım var. Almanya , Fransa , İngiltere , Amerika , Kanada , Norveç , Finlandiya , Japonya , Avustralya , Rusya , Belarus , Libya. Son zamanlarda Katmandu , Nepal. Bu vesile ile tüm okurlara teşekkürler ediyorum.
Bu blog'un başlangıç aşamasındaki heyecanı artan bir şekilde hissederek yazı yazmak çok keyifli. Tabi bunda yeni yerler , yeni lezzetler keşfetmenin yanı sıra sizlerden gelen yorumlar , öneriler ve katkılarınızın payı da en az diğerleri kadar var. Hatta son zamanlarda daha da fazla. Bu paylaşımlarımız devam ettiği sürece Oburcan da seyahatine devam edecektir.
Herkese sevgiler , selamlar...

10 Şubat 2011 Perşembe

KÖSEOĞLU ÇÖP ŞİŞ - ANKARA

Okuyuculardan zaman zaman gelen önerileri gidilecekler listeme ekliyorum. Sürekli uzayıp giden ama takip ettiğim ve gücellediğim bir listem var , buna şüpheniz olmasın. İşte bugün o önerilen yerlerden birine yolum düştü. Olgun'un mail'inde yazdığı Köseoğlu Çöp Şiş. Öz Ankara Toptancılar Sitesi içinde yer alan işletme küçük mekanda harikalar yaratan türden. Menü yok çünkü çeşit yok. Tek ürün çöp şiş. Garson içecekten başka baharat , domates ve soğan miktarını soruyor. Hepsi bu.
Ama öncesine gidelim. Izgaranın başında ustayla sohbet. Çöp şişler süt dana etinden yapılıyor , et Kızılcahamam'dan geliyor. Herhangi bir marine yok , sadece etin lezzeti. Kömür ateşinde pişen etin kokusu inanılmaz. 


Belli bir noktada etin üstüne , sıkı durun , böbrek yağı parçaları atılıyor. Eriyen yağ , pişen etin lezzetine lezzet katıyor.  

Ardından ekmekler pişmekte olan etin üstüne kapatılıyor ve iç kısmı hafiften pişiyor. Ayrıca etin lezzetinden de bir miktar alıyor.

Çöp şişler ekmeğe dizildikten sonra arzuya göre taze soğan , domates ve pul biber ekleniyor. Benim tavsiyem mümkün olduğunca az malzeme eklenmesi. Et o kadar lezzetli ki , fazla malzemeyle çeşitlendirmeye hiç ihtiyaç yok.

Ve son nokta , kağıda sarılan ekmek masada. Ekmeğin de gayet yumuşak ve leziz olduğunu söyleyebilirim. Ama bu et için kelimeler kifayetsiz. Yumuşak , sulu ve çok lezzetli. Bu güzel malzeme kömür ateşinde pişince ortaya bulunmaz bir tat çıkmış. Son zamanlarda yediğim en güzel et bu.

Toptancılar sitesi içinde yer alan Köseoğlu Çöp Şiş , tek ürünle yakaladığı olağanüstü lezzeti sayesinde her türlü övgüyü hak ediyor. Eminim bu yazıyı okuyanların %70'ten fazlası bu tarafa yolunun düşmediğinden şikayet edecek ve okuyup geçecek. Size Oburcan tavsiyesi : yapmayın. birgün yolunuzu buraya düşürün ve bu inanılmaz lezzetin tadın , keyfine varın. Sonra bir zahmet gelin buraya ve yorumunuzu yazın.
Öğleden sonra ağzımda dolaşan mangal tadını da unutamayacağım , not edilsin!!!
1 porsiyon çöp şiş 10 TL. Köseoğlu , her gün saat 19'a kadar açık.


Köseoğlu Çöp Şiş
Öz Ankara Toptancılar Sitesi
3. Blok No:89
Macunköy  Ankara
Telefon : 312 - 397 28 11


ShareThis

Related Posts with Thumbnails