30 Nisan 2010 Cuma

KÖFTE

Daha önce yazmadığım tarzda bir yazı yazmak istiyorum. Nedendir bilinmez , son zamanlarda bende aşırı bir köfte ilgisi hasıl oldu dostlar.Blog'da daha önceden yayınlanan yazılara bakarsanız köfte konusunda cennet vatanımızın değişik yörelerinden azımsanmayacak sayıda çeşidi tattığımı ve yazdığımı göreceksiniz. Lakin iflah olmaz bir köftesever olan bendeniz , bu sevgimi yazıya dökerek , Türk mutfağının bu eşsiz lezzetine bir nevi "tribute" yazısı yazmak amacıyla yola çıktım.
Köftenin tarihçesine baktığımızda Orta Asya'da yaşamış atalarımıza kadar uzandığını görüyoruz. Bazı Orta Asya yazıtlarında "Kueffettue" denilen ve yoğrulmuş et anlamına gelen bir yiyecekten bahsedildiği görülüyor. Mezopotamya'da ise etin bozulmasını engellemek için tuz ile karıştırma işlemi uygulanıyor ve ortaya çıkan bu yeni yiyeceğe "Kuffette" yani ezik et deniyor. Aynı kaynaklarda etin tahıllar ve otlarla karıştırıldıktan sonra haşlanarak veya sac üzerinde pişirilerek tüketildiğinden bahsediliyor.
Köfte'nin dünyaya bu topraklardan yayılmasının en önemli göstergesi ise birçok dilde köfte için kullanılan ayrı bir kelime olmaması , "etli karışım" veya "et topu" olarak ifade edilmesi.
Köftenin tadının baharatlarla zenginleştirilmesi ise Pakistan , İran ve Anadolu'da , bilhassa sultanların düğünlerinde ve dini törenlerde gerçekleşmiş. Kaynaklarda etin zencefil , zerdeçal , tarhun , kişniş , ekmek ve çeşitli tohumlarla karıştırıldığı belirtiliyor. Bu karışımlara "kufati" deniyor. Aynı dönemlerde Macaristan'da bulunan Batı Hun İmparatorluğu'nun milli yemeği olarak etli bir karşımdan sözediliyor.
Selçuklular zamanında Anadolu'da ezilmiş ete soğan , bulgur ve otların karıştırılarak ekmek kabuğu sarıldığı ve misafirlere ikram edildiği biliniyor. Osmanlı İmparatorluğu zamanına gelindiğinde köfte artık başlı başına bir yiyecek haline geliyor ve sadece köfte satan yerler açılmaya başlıyor. Yöresel bazda köftelerin çeşitlenmesi de yine aynı döneme rastlıyor.
Gelelim köfte çeşitlerimize ; kısa bir liste vermek gerekirse ; içli köfte , İnegöl köfte , İzmir köfte , mercimek köftesi , sulu köfte , Akçaabat köftesi , Sivas köfte , kadınbudu köfte , çiğköfte , patates köfte , Adana köfte , dalyan köfte , ekşili köfte , Sultanahmet köfte , Tekirdağ köfte , Akhisar köfte. Ülkemizde 300'e yakın köfte çeşidinin olduğunu da belirtmek gerek!! Burada sayamadığımız diğer çeşitlerden özür diliyoruz.
Köfte tarifleri konusunda aşağıdaki link sizi memnun edecektir.

Gelelim köftelerimizin resimlerine ;






Şunu diyebilirsiniz ; ya Oburcan , durup dururken bu nefis köfteleri aklımıza getirdin , bizim diyet ne olacak? Cevabım basit ; insan bazen içinden gelen sesi dinlemeli , bazıları bunun yerine "şeytan diyor ki" ifadesini de kullanır. Ben içimdeki şeytana uyarım , sonrasında cezama razıyım. 7 gün rejim , hoş gelmiş , başım üstüne. Veya siz içinizden gelen sese kulak verin , 7 gün rejimi boşverin ;)

28 Nisan 2010 Çarşamba

DEĞİRMEN - ANKARA

Adına Oltu kebabı , Cağ kebabı veya yatık döner dense de hepimiz ne olduğunu ve tadının ne lezzetli oldunu biliriz. Değirmen de Oltu kebabının Ankara'daki güzel örneklerinin sunulduğu yerlerdendir. Konumu itibarıyla öğle saatlerinde başkentin siyaset ve spor camiasının ünlülerini ağırlar.
Menüde Oltu kebap ve pide bulunur , sipariş vermenize bile gerek kalmaz. Masanız anında dolar ve Oltu şişleri gelmeye başlar.
Bulgur pilavı ile başlanır. Lezzetine diyecek yok ancak daha ilk tabakta doymayın sakın.
Piyaz'ı burada tam olarak bağdaştıramıyorum , belki de ondandır , çok iz bırakmadı.
Közlenmiş biberler hafif acı , dikkatli olmakta fayda var.
Turşu kaliteli , Çubuk turşusu olsa gerek.
Ve nihayet Oltu'lar taze sıcak lavaş eşliğinde gelmeye başladı. Oltu kebabı yapılan etin hafif baharatı ve terbiyesi onu çok özel bir hale getiriyor. Lavaş içinde tarifsiz bir lezzet. Burada usül siz tamam diyene kadar şişlerin devam etmesi , genelde 2 şiş yeterli oluyor.
Ankara'da benim bildiğim 4-5 tane restoran Oltu kebabını gerçekten lezzetli yapıyor ve Değirmen'de bu yerler arasında. En iyisi değil ama ilk 5 içinde. 1 şiş Oltu 9 TL , piyaz ve bulgur 4 TL.
Bu vesile ile sizlere yakın zamanda Oltu'nun anavatanına yapacağım yolculuğun müjdesini verebilirim. Takip ediniz , çok yakında...
Değirmen
Söğütözü Caddesi No:17
Söğütözü Ankara
Telefon : 312 - 285 06 06

21 Nisan 2010 Çarşamba

GALANİMA - TRABZON

Sitenin sağ üst tarafında yer alan "Oburcan yakında burada" bölümünde uzunca zamandır yer alan Galanima'ya sonunda yolumuz düşürdük. Günübirlik Trabzon ziyaretimin ucuna ekleyiverdim.

Galanima Trabzon'un Akçaabat çıkışında , Söğütlü beldesinde ve denize sıfır konumda bulunuyor. Güneşli ve sıcak bir Nisan akşamüstü için gayet yerinde bir tercih diye düşünüyorum. Galanima içkili bir restoran. Böyle bir havada , deniz kıyısında , balığın memleketinde doğal olarak rakı içilecek ve mezeler de buna göre seçilecek.

Beyaz peynir , rakı sofrasının baştacıdır ve onsuz olmaz.

Mantar benim tercihim değildi ancak lezzeti ve hafif pişimi ile başarılıydı. Turşu bu yörede yine olmazsa olmazlardan.Çubuk turşusuna yakın diyebilirim. Soslu patlıcan kızartma da çok lezzetli. Masanın en güzel tabaklarından bir tanesi yoğurtlu pazı. Pazı harikaydı. Bu şekilde meze olarak hiç yememiştim. Bundan sonra da vazgeçemem!! Kaygana yöresel bir lezzet. Trabzon'da kayganasız bir masa düşünülemez. Yeşil salatamız bol otlu ve otlar taptaze. Gelelim balıklara , dedim ya balığın vatanındayız. Karadeniz mezgit her daim yenir , yenmelidir , yenecektir. Mısır ununa bulanarak kızartılmış mezgit harikaydı. Yumurtaları da ayrı güzel. Mezgitin yanında barbun da iyi gider. Barbun çok taze ve çok iyi pişmişti. Balık pişirme ustalığı konusunda Trabzon'u kimsenin geçeceğini sanmıyorum. Ve günün sonunda kalkan. Kalkanı özellikle en sona bıraktım çünkü tüm balıkların en lezzetlisiydi. Düğmelerine dikkat edin yeter!! Meyve ikramı ile bu güzel yemeği bitirdik. Ama daha bitmedi. Yemeğimize son noktayı Türk kahvesi ve nane likörü ile koyuyoruz. Manzaramız bu!!Bu yemek ve bu ortam hakkında daha fazla söze gerek yok sanırım. Hesabı ben ödemediğim için fiyatlar hakkında bir fikrim yok.

Trabzon'da iseniz veya yolunuz düşerse Galanima'da bir akşam geçirmeniz şarttır dostlar , tercihen açıkhavada.

Galanima

Adnan Kahveci Bulvarı 2 No'lu Sokak No: 2

Söğütlü Trabzon

Telefon : 462 - 248 71 27

www.galanima.com.tr

18 Nisan 2010 Pazar

PİKOLET KOKOREÇ - ANKARA

Gençlik Caddesi dinamizmi ve lezzetleriyle her zaman ilgimi çeken bir yer olmuştur. Şimdi düşünüyorum da Gençlik Caddesi'nde yazdığım 5. yer burası. Hepsi de kendi alanında ( bunlardan 3'ü kokoreççi!! ) en iyilerden.
Pikolet ismini aslında tanıtmaya gerek yok ama yine de bilmeyen birileri kaldıysa onları bilgilendirmektir maksadımız. Adından da anlaşıldığı üzere esas ürün kokoreç. Yanında sebzeli tavuk , köfte ve midye dolma seçenekleri de mevcut.
Pikolet'in bahçesinde yer bulmak mümkün olmadığı için içeri geçtik , duvar dibine dizildik. Karşımızda kokoreç tezgahları. İçerinin kokusu tarifsiz. Üstümüze sinerdi sinmezdi tartışmasını yaşamadan başlıyoruz beklemeye ve baharat karışımlı bu güzel kokuyla ciğerlerimizi doldurmaya. Sigara içmediğimden benim ciğerlerin bayram etmesi de bu şekilde oluyor haliyle!!
Pikolet'te 2 çeşit kokoreç yapılıyor. Sebzeli olarak anılan bol domates ve biber ilavesi ile gördüğünüz sac üstünde pişiyor. Hafif sulu ve bol baharatlı. Benim hiç değişmeyen ve değişmeyecek tercihim.
Diğer model ise daha sokak tarzı olan ızgara. Bu da gayet güzel görünüyor ancak bunu bir başka sefer deneyeceğim.
Yarım sebzeli kokoreç 1 dakika içinde elime tutuşturuldu. Ekmeği sıcacık ve çıtır. İç tarafı kokoreçin sosu ile ıslanmış. Kokoreç ise baharatla birlikte daha da lezzetlenmiş. Olağanüstü bir şey. Yanında acı biberler , acı konusunda iddialı ve midesi sağlam arkadaşları bekliyor.

Bu kokoreç söylendiği kadar var , Ankara'nın en iyilerinden. Şimdi merakım Pikolet'in diğer lezzetleri olan sebzeli tavuk ve köfte. En kısa zamanda. Fiyatlar uygun , yarım kokoreç 7 TL , tam 9 TL.

Pikolet Kokoreç
Gençlik Caddesi No:101/C
Anıttepe Ankara
Telefon : 312 - 229 40 62

GELATO ICE CAFE - ANKARA

Havaların iyiden iyiye ısındığı bu günlerde biz Türklerin aklına hemen dondurma gelir. Bu kadar keyifli bir yiyeceği koskoca kış mevsimi neredeyse unutmamız da ayrıca ilginç bir noktadır ama bugünün konusu değildir. Kentpark'ta açılan Gelato Ice Cafe'yi görmüştüm. Blog'un takipçilerinden Ertuğ'dan gelen mail ile artık gitmem gerektiğini anladım ve bu güzel Pazar günü Kentpark'a uğradım.
Gelato Kentpark'ta girişin alt katında. Girişte yer alan camekanlar içinde dondurma çeşitleri sizi karşılıyor. Saymadığım için rakam vermem doğru olmayacak ama fikir vermesi açısından söylemek lazım , 20 civarında dondurma çeşidi var.

İçerisi çok ferah. Arka tarafı inşa edilmekte olan havuza açılıyor , arzu edenler dışarıdaki masalarda sigarasını da içebiliyor.
Menü dondurma ve meyve karışımı kuplardan oluşuyor. Burada ister meyve çeşitleri ile , isterseniz dondurmalarla karışık kuplar oluşturabiliyorsunuz. Veya benim gibi sadece dondurma da alabilirsiniz.
Dondurmalar 3 boy , küçük , orta ve büyük. Sırasıyla 3 , 4 ve 5 top dondurma içeriyorlar. Dondurma çeşitlerinden çikolatalı , Antep fıstıklı ve Cookie istedim. Cookie (Ertuğ'un favorisi :) adından da anlaşılacağı gibi kurabiye aromalı dondurma. Şunu söylemek lazım. Gelato'nun dondurmaları bildiğimiz Maraş dondurması yapısında değil , daha kremalı , İtalyan tarzı dondurmalar. Genel olarak beğendim. Aşırı tatlı değiller. Bu nedenle gönlünüzce yiyebilirsiniz. Bu 3 dondurma çeşidinden ise en çok Antep fıstıklıyı beğendim. Fıstık aroması çok net alınıyor.
Eşim çilekli kup istedi. İçinde de çilek ve limonlu dondurma. Dolu dolu görünüyor. İçindeki dondurmalardan özellikle limonlu olanı çok keskin. Meyveli dondurmalarla aram iyi değildir ancak çilekliyi beğendim. Bu kadar çilek ile dondurmanın buluşması gayet güzel olmuş. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim ; en üste konan krema olmasa daha iyiydi. Bu güzel lezzeti bozuyordu.
Kup fiyatları 12-15 TL arasında , dondurmalar ise 5-8 TL. Ayrıca kahve ve çay çeşitleri de mevcut. Tatlı krizi geldiği zaman en az hasarla atlatmak için alternatifiniz dondurmadır. Ve Gelato'da dondurma için iyi bir adres.

Gelato Ice Cafe
Kentpark AVM
1. Bodrum No:1B-39
Ankara
Telefon : 312 - 444 74 77

17 Nisan 2010 Cumartesi

MEANDROS - ANKARA

Eşimin uzun zamandır övgüyle bahsettiği Meandros'a bir türlü gidememiştik. Sonunda dün akşam için rezervasyon yapıldı ve 2 kişi haricinde geleneksel gezi ekibimiz tam kadro Meandros'ta yerini aldı. Üstelik benim için çok hoş bir sürpriz oldu ve üniversiteden sevgili hocam , güzel insan Mehmet Mutlu ve eşi de aramızdaydı. Uzun zamandır görüşememiş olmanın böyle de bir güzelliği oluyor işte , tekrar görüşmesi bir başka tatlı oluyor. Onca zaman hiç geçmemiş gibi kaldığınız yerden , hem de eskisinden daha keyifli bir şekilde devam ediyorsunuz. Mehmet hoca ile anıları tazeledik , güldük , eski dostları aradık. Böylesine bir dostluğa sahip olmanın tadını çıkardık.
Gelelim Meandros'a. Meandros isminden de anlaşılacağı gibi bir Ege restoranı. Üstüne müşterilerine canlı müzik ve eğlence sunuyor. Ritmi ve tınısı bize çok tanıdık ve sıcak gelen sirtaki keyfini yaşatıyor. Menüde deniz mahsülleri , Ege otlarından yapılmış mezeler ve balık çeşitleri var. Biz fiks menü tercih ettik. Masamıza gelen mezelerden küçük parçalarla başladık. Deniz börülcesi zor bir mezedir. Sirke ve sarımsak oranını tutturan yer bulmak meseledir. Veya çok pişirilmiş , ölmüş halde masaya gelir. Ancak Meandros'un börülcesi çok başarılı. Tam karar pişmiş ve tadı çok dengeli. Yeşil zeytin , ceviz ve zeytinyağı ile birlikte sunulan beyaz peynir harikaydı. Fava da güzel pişmiş , hafif tatlı lezzeti ve kıvamı ile beğenildi. Cevizle birlikte sunulan kırmızı biber salatası da gayet başarılıydı. Kısacası mezelerin tümü tam not aldı ancak beyaz peynirin tadı akılda kaldı.
Balık kokoreç köfte şeklinde geldi. Çok iyi pişmiş ve lezzeti çok zengindi. İçindeki baharatlar balığın lezzetine büyük bir derinlik kazandırmış.
Mezelerle birlikte başlayan müzik giderek hızlandı ve bir süre sonra bakıldığında Meandros'ta masasında oturan kimseyi göremiyorduk. Akabinde balığımız fırında mezgit geldi. Gerek lezzeti , gerekse içindeki balık miktarı takdir edildi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde eğlence zirvede , herkes sahnede. Müzisyenler de keyif içinde. Klasik Türk müziği , sirtaki , Yunan melodileri...Bildiğiniz Ege işte. İsteyenlere sahnede sirtaki dersi ve anında uygulaması :)
Saat 12:30'da müzik sona erdi. Bu saatten sonra çaylar , kahveler içildi , sohbetler 1-2 saat daha devam etti.
Meandros gerek yemekleri , gerekse eğlenceli ortamı ile bizlere iyi bir gece alternatifi sunuyor. Burayı sadece restoran veya sadece eğlence mekanı olarak algılamak diğerine haksızlık olur. Hepsinin bir arada başarıyla bulunduğu bir mekan. Herkesin zaman zaman bu eğlenceyi yaşaması lazım.
Son söz : solistimiz Alpay'a bizleri yalnız bırakmadığı , yakın ilgisi ve keyifli sohbeti nedeniyle teşekkürü borç bilirim. Sağol Alpay ;)
Meandros
Kuleli Sokak No:28/A
GOP Ankara
Telefon : 312 - 327 33 55

14 Nisan 2010 Çarşamba

FEVZİ HOCA - ANKARA

Hatırlayanlar olacaktır , bu blog'da daha önce Fevzi Hoca yazısı yazıldı. Ancak o Trabzon Fevzi Hoca yazısıydı. Bu defa Ankara Fevzi Hoca'ya gidildi , sizler için test edildi ve değerlendirildi.
Trabzon'a ait yöresel lezzet kaygana ile başlanıyor. Az süt ve un ilavesi ile pişirilen yumurta. Çok akılda kalıcı bir lezzeti yok ancak başlangıç açısından fena değil. Yine de açlığın etkisiyle mısır ekmeğiyle birlikte fazla kaygana yiyip hızınızı fazla kesmeyin derim!!
Sırada salata var. Görüntüsü harika. Malzemeleri çok taze. Nefis bir salata.
Tereyağda karidesi duyunca almamak olmaz. Kaynar halde masaya geliyor , kokusu müthiş. Karideslerin boyutları da şaşırtıcı derecede büyük. Altında soğanı , biberi , üstünde erimiş peyniriyle çok zengin bir tabak. Bu karides kaçmaz dostlar!!
Kalamar da deniz mahsulü sevenlerin masalarından eksik etmeyecekleri bir lezzet. Bu kalamar gayet iyi pişmiş ve lezzetli. Sosu ise daha güzel diyebilirim.
Benim tercihim her zaman olduğu gibi Karadeniz mezgit ve barbun karışımı. Bu noktada sizi uyarmam lazım. Sipariş aşamasında "yarım mezgit , yarım barbun" şeklinde verdiğim sipariş yarım tava birinden, yarım tava diğerinden şeklinde algılanmış. Sonuçta ortaya gelen balık miktarı benim için bile çok!!! Hepsini yedim , o ayrı , ancak zorladı yani!!! Siz siz olun , sipariş verirken tava , porsiyon açıklamasını iyi yapın.
Eşimin tercihi deniz levreği. Kılçıkları da alınınca hepten güzel bir hal almış. Levrek ızgara ve muhteşem bir tadı var. Deniz balığı olduğunu belli ediyor.
Yemeğimizi tatlı ikramı ile bitiriyoruz. Cevizli baklava ve laz böreği. Tatlılar , balıklar gibi , Trabzon'dan günlük olarak geliyor , Nejla Hanım Ev Tatlıları'ndan , ki blog'umuzda kaydı mevcut :)) Laz böreğini anlatmaya gerek yok. Hem baklava lezzetinde , hem de arasında muhallebi var.
Harika bir yemek. Her tabağında ayrı bir lezzet ve keyif var. Fevzi Hoca Ankara'da ilk şubesini Beştepe'de bulunan Orman Genel Müdürlüğü Lojmanları'nın içinde açtı. Girişte kapıya ruhsat bırakmak gerekiyor. İçerisi (Orman Genel Müdürlüğü olması itibarıyla) yemyeşil , sessiz ve rahat bir ortam. 2. şube ise yakın zamanda Nenehatun Caddesi'nde açıldı. Ayrıca meşhur Akçaabat köfte de mevcut. Fiyatlara gelince ; benim 1 tava balığım 30 TL , deniz levreği 25 TL , karides 20 TL , kalamar 15 TL. Yemeğimiz 103 TL tuttu ve her kuruşunu haketti.
Fevzi Hoca
Orman Genel Müdürlüğü Lojmanları içi
Beştepe Ankara
Telefon : 312 - 215 45 61
Nenehatun Caddesi No:64
GOP Ankara
Telefon : 312 - 466 60 61

KITCHENETTE - ANKARA

Kitchenette ile ilk tanışmamız İstanbul Kanyon'da olmuştu. Rahat ortamı , o zaman için farklı dekorasyonuyla hoşumuza da gitmişti hani. Ankara'da Filistin sokakta açılan Kitchenette'e gitmeyi uzun zamandır istemekle birlikte fırsat bulamamıştık. Soğuk kış günlerinin ardından ilkbaharın gelişi ve bazı günler havanın , nasıl derler mevsim normallerinin üzerine çıkmasıyla , coşku içinde bahçesine attık kendimizi. İçimizi ısıtan ilkbahar güneşine karşı sadece güneş gözlüklerimizle koruma yaptık , kalanı bizi ısıtacak.
Sezar salata benim en sevdiğim salatalardandır ancak kaliteli bir sezar salatayı bulmak anlayamadığım şekilde bir o kadar zordur. Salatanın hem de sezar salatanın iyi bir başlangıç olacağını düşünerek sipariş verdik. Görüntü gayet güzel ve doyurucu ancak lezzet için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bu salatanın püf noktası sosu ve tıraşlanmış parmesan peynirinde. Peynire laf yok ancak sos olmamış. Bu sos fazla mayonezli , diğer lezzetleri maskelemiş. Peynir ise tek başına durumu kurtaramamış. Üzgünüm sezar!!!
Quesadilla telaffuzu zor bir kelime (İspanyolca aslının doğru telaffuzu "kesaˈðiʎa") ama bir o kadar lezzetli. En temel hali 2 mısır tortillası arasında erimiş peynir. Daha sonra değişik eklemelerle varyasyonları da olabiliyor. Mantar , sebzeler , et , tavuk ve sosis ilave edilerek yanında ekşi krema ve guacamole sos ile servis ediliyor. Kitchenette'in quesadilla'sı elde açma hamur ile yapılmış , ki bu mevcut şartlar içinde oldukça iyi sonuç vermiş. İçi peynir , mantar ve kırmızı biberli ; oldukça lezzetli. Sosu ve kreması ile başarılı bir quesadilla.
Kanyon tecrübemden pizza'nın başarılı olduğunu hatırlıyorum. Bu sebeple 4 peynirli pizza istedim. Zaten bence pizza denince peyniri bol olmalı. Peynirsiz pizza'yı kim sever ki??? Bu pizza harika. Peyniri bol ve en önemlisi rokfor. Rokfor girdiği her yemeğe inanılmaz bir zenginlik katıyor. Parmesanı da unutmayalım!!!
Güneşli güzel hava iştahımız açtı sanırım , tavuk kanatları istedik. Menüde yazdığına göre Louisiana sos içinde gelecek. Ancak sos miktarı hayal kırıklığı. Sosu az olunca beklenen lezzete ulaşamadı haliyle. Ancak kanatların iyi pişmediğini de söyleyebilirim. Zayıf bir tabak olmuş. Elma patates ve acılı sos güzel ancak yetmiyor.
Ortam süper , hava güzel ancak beklediğimiz lezzeti bulamadık. 4 tabaktan 2'si sınıfta kalır , 1'i zar zor geçer , 1'i pekiyi alır. Kitchenette'te tabaklar genelde 20 TL civarında , biz bu yemek için 84 TL ödedik. Tatmin olduk mu? Hayır...
Kitchenette
Filistin Sokak No:22
GOP Ankara
Telefon : 312 - 447 67 48-9

ShareThis

Related Posts with Thumbnails